Sahtiyen
Şu Almancıların giydiği ayakkabı
bir eskise de sağlam kalan deri yanaklarını kesip sapan çatalına bir eş
edebilsem. Tabi altı da lastikse ne atma lastik(sapan lastiği) dilinirdi ondan.
Has lastik yani. Kamyon iç lastiğinden olur en iyi has lastik derdi
büyüklerimiz.
Atma lastik mi? Üç bölümden
meydana gelirdi. Çatal, bir çift has lastik ve olmazsa olması sahtiyen. Hani
derler ya binanızın ömrü tesisatınızın ömrü kadardır diye. Atma lastik de
sahtiyenin ömrüyle bir tutulurdu.
Çatal diyip geçmeyin öyle et
lastiğe tutuşturulan 10 metre menzilli ağaç dalından kesme iğreti çatal değil
kastım. Çıra menşeili, olmadı gürgenden. Altı üstü düzeltilmiş uçları topuzlu
lastik bağlama yuvaları özenle kertilmiş, lastiği bağladığınız ip defalarca
balmumundan geçirilmiş cam kırıklarıyla cilayı aratmayacak zımpara seanslarına
tabi tutulmuş bir çatala sahip atma lastik misafirlikte bile boyundan çıkarmaya
kıyılamazdı. O cam parçasını bi de mercek yapıp çatalınızın üzerine imzanızı
yakarak attınız mı onu asla “çatal kırmacığı” seanslarına yem edemez hep yedek
bir figüran çatalı da yanınızda taşırdınız.
Yumuşak katlanabilen ince ama
sağlam olmalıydı sahtiyen. Suni deri,meşin,muşambanın yüzüne bakmazdı kimse. Ne
büyük ne de küçük olmamalı tabi. İçine cevizle fındık arası cesamette
sıkıştıracağınız taş avucuna da tam oturası boyuttaysa tamamdır artık.
İşlevselliği maksimumda demektir. Bir gözünü kırıp hedefi çatal arasına aldın
mı maksimumu germe noktasında sündürdüğün lastikleri derin nefesle son bir daha
gergiye almalıydı. Heyecanından titretme ya da nefes alış veriş kazasını da
defedebildin mi sahtiyendeki taşınıza
hürriyet sırası da gelmiş demektir. Varsın sonunu hedefiniz düşünsün.
Hedefinize ulaşınca “al vurdum düştü”
sevinç çığlıklarınız kuş uçmaz kervan göçmez dağlarda hazine bulan kovboyun
çığlıklarından daha keyiflidir hatta.
Boynunda atma lastik cepleriniz
delinesiye tıka basa taş dolu. Bütün gün aç susuz köşe bucak dolaşıp
avladığınız serçeler kuşağınıza asılı. Muzaffer komutan edasıyla köy ana
arterinde volta atmak en doğal hakkınız. Mazallah öğretmen ya da imama
yakalandığınızda başınıza gelecekleri düşünemiyorum bile. Hele son kesim “grıbez” varsa
bacağınızda. Yarı boyuna kadar kana bulanmış yarısı kurumuş tahta gibi olmuş
haliyle evin anasına yakalanmanın vehametini varın siz hesabedin.
Tabii yaptığı travması Rus
Ruletine denk çatal kırmacığı seansları her köy ergeninin başını önüne eğdiresi
bir son doğurmaz da değil. Sırasıyla yapılan 5-6 metre mesafede hedefe dikilen
ve rakibinizin sahtiyenindeki taşla sert
bir şekilde buluştuğunda allayıp pulladığınız şekil verdiğiniz çatalınız da
atmalastik serüveniniz de param parça oluvermiş demektir.
O gün. Güz gelmiş okullar açılmış bir yaş daha
büyümüşünüzdür koca dünyayı omuzlamak adına.
GÜLBAHAR AYDIN
YanıtlaSil