Zamanın Behrinde, Seten
Biz hayvanatın her türlüsüne eriştik desem yeridir. Koşuma
gelen her hayvan aynı zamanda çift sürmeye ve dahi seten döndürmede de görev
alırdı zamanın behrinde.
Öküz arabası, camız arabası, at arabası, olan çift olmayan da
tek eşeğini bile gerek arabaya gerek
çifte koşardı. Tek eşekli arabanın son temsilcisi ise rahmetli Hamdi Dayımdı.
Namı diğer Bulgurcu Hamdi.
Atı arabası olmayan, bulguru yarması az olanın iki alternatifi
ise elle olan bulgur taşı veya soku taşıydı.
Soku taşında yarma dövmeyeli neredeyse ikinci çeyrek asra
dayanılmıştır. Yarım insan gövdesi büyüklüğündeki ağaç tokmaklar sokuya doldurulan
ıslanmış yarmalık buğday veya hedikten kurutulmuş bulgurlar değişmeli delikanlı
triosuyla peşpeşe ritmik bir şekilde sıra sende anlamında “hoh! hoh!” sesleriyle
dövüldükçe dövülürdü. Yorulan oradan geçen yeni gençlerle yer değişir eğer
yoldan geçen olmazsa eldeki elamanlarla soluyup soluyup sokularak yarma dövme
işi kepeğin çıkışına kadar devam ederdi.
Şimdiler de lüks restoranların kır düğün salonlarının ve de fantastik belediye binalarının
bahçelerini süslese de bir de seten realitesi vardı.
Horanta geniş ve doğal olarakta dövülecek nevale bir hayli
fazla ise demin söylediğim dövme işi "Setene" havale edilirdi. Dev silindir taşın
merkezine yerleştirilen Ok’a koşulan eldeki tek veya çift hayvancağızlar kendi
ekseni etrafında döner de dönerdi. Seten taşını çeviripte altında kalan bulgurun
ve dahi yarmanın kepeği çıkıncaya kadar.
Hayvanları sürmeye veya yönlendirmeye gerek yoktu çünkü sistem
hayvanlara dönmekten gayrı bir alternatif sunmuyordu. Ancak hayvanlarla sürekli
dönecek bir yetişkine de şiddetle ihtiyaç vardı. Hem hayvanın altında
kalmayacak, hem elindeki steril kürekle
setenin altında ezilen tahılı çevirip ters yüz edecek, yetmedi sürekli seten
içindekileri yemeye musallat olan hayvanın kafasına küreğin diğer tarafıyla vurur
gibi “keskenecek” bir elde üç marifetli bir ustaya gerek vardı.
Tabi ya bu seromoni sabahın erken saatinde seten kapmayla
başlayıp akşamın geç vaktine kadar sürecek yorucu bir uğraş demekti. Azığınızda kahır ekseriyet karpuz ekmek ve peynir olduğu halde. Zira
yarına kalma lüksünüz bir sonraki sırayı alanın toleransını da zorlardı.
Yazı başlığı çok güzel .
YanıtlaSilBir daha bir daha okudukça daha da güzelleşiyor, anlam kazanıyor anlattıklarınız.
Eski değerleri yazılarınız da anlatmanız, geleceğe bir iz. Sağolasanız.
Lakin, yazıyı şive ve eski tabirlerle yazıp araya Türkçe olmayan kelimeleri eklemeseniz mi? Afola.