Fıçı ‘Geçmişlerinin canı için’


Fıçı  ‘Geçmişlerinin canı için’

Ağustos sıcağı. Ağaçtan yapılmış fıçılar su ile doldurulup akşamdan dışarıya sekmenin üstüne  bırakılırdı. Karasal iklim gereği ayaza yakın gece soğuğuyla hem dinlenir hem de buz gibi olurdu. Ilımasın diye de öğlene kadar gölgeden çıkarılmazdı.
Evimiz köyün batı çıkışındaki tarla ve  arazilerin başlangıcındadır . Arazi yolları da evin önünden geçer.
Mezarın yolu;  Hoyhoy ve Sekne Pınarı Berdi Gölü. Yani Kayseri  Sivas yolu.
Orta yol ; Karaosmanın Bağı ,Efenin Bağı, Solak Kadirin Bağı, Bekir Hocanın Bağı ve asıl Kadılı ve Kevenlik Kabaktepe  yolu. Oradan da sabır ve sebatla devam ederseniz ta  Kayseriyi  bile boylarsınız.
Üçüncüsü de kenar yol;  Ucu Ciniklerin Bağına kadar uzanır. Osman Uşağıyla sınıra dayanmışınız demektir.
Öğlenin sıcağında bu üç yoldan angıçlara vurulmuş saplar, saman ve buğdayı ayrılmak üzere patos mahalli harmana taşınırken birer birer bizim kapımızın önünden geçerlerdi. Ağustosun sıcağı dedikya at arabalarıyla uzaklardan kimisi sap üzerinde kimisi de yaya  olarak sap üzerine saplanmış ok etrafın da pervane olurcasına koşturarak yüklü angıcı terazilemek için devrilmesin diye bir oyana bir bu yana koştura koştura  köy girişine kadar gelirlerdi.
Biz henüz  ilkokul çağlarında iken tam da burada devreye girerdik. Evde yoğurt varsa soğuk fıçı suyuyla yapılan ayran, saplı bakır maşrapa ile araziden gelen at arabalarının yoluna çıkılır, insanlara ikram edilir. Ayran bitince fıçıdaki sulara başlanır.  Fıçıyı erken bitiren anneden ödülü de hak ederdi. Bu koşturmaca tarladan harmana sap çekme seromonisi bitinceye kadar devam ederdi.
 Sıcaktan kırılmışcasına kana kana ayran ya da suyunu içenler ‘geçmişlerinin canına değsin’  demeyi de ihmal etmezlerdi. Tanımazlardı bizi. Kimin oğlusun diye sormazlardı da. İkramın nereden geldiği belliydi çünkü. Bu ikram ne hazırlayana bir yüktü ne de koşuşturan bizlere. 
‘Geçmişlerinin canına değsin evladım’ cümlesini duymak
bizim tüm yorgunluğumuzu da alır götürürdü.

Yorumlar

  1. Unutulmaması gereken değerlerimiz, ne güzel anlatılmış. Bir maşrapa suya, ayrana verilen en güzel cevap. Geçmişlerin hayr defterinin kapanmaması için.O güzel anneye...
    Ne az duyar olduk. "Geçmişlerinin canına değsin"

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sahtiyen

Şemşamer

Basmalık Ya da Bir Galak Tezek