Büyük Atlas Sen Çok Yaşa
Büyük Atlas Sen Çok Yaşa
Mevsimler şeridi misali resmi günler ve geceler başlıklı takvimde eylülün ilk hatırlatma günü buydu. Yedi eylül okul açıldı. Eylülün ilk haftası açılırdı hep.
Sekiz kardeşli bir aile için de yılın en kritik ve krizlerle dolu günüydü aynı zamanda. O iletişim fakiri yıllarda bizi enterese eden en önemli konu da o yıl içinde bir iktidar değişikliği olup olmadığıydı. Ya olursa çoğu ders kitaplarının değişmesi anlamına geliyordu. Ne Reşat Otmanın Fiziği ne Emin Oktayın Tarih Kitabı işe yarardı o zaman. Elde kalan Faik Sabri Duran’ın Büyük Atlas’ı dışında tüm kitaplar değişiverirdi. Matematik bile değişirdi siyasetle ne alakası varsa. Bir süre kaçak güreşip Öğretmenlerin kitap istemeden not yazdıracağı beklentisine girsekte her kitap birer birer alınırdı borç dert. Bu işin kırtasiye yönüydü elbet.
İlçeden daha ev tutulacak. Kiminle ev tutacağın belli değil. O yaşta kimin nesiyle aynı odayı 8-9 ay paylaşacaksın hepsi muamma. İlk gün köyden gider ve geç kalırdık daima. Çünkü minibüs ne zaman dolarsa hareket de o zamandı. Ders zili kimin umurunda. Tabi sıra kapma,önden yer, kiminle oturacağın hepsi karavana demekti. Kimsesizler mezarlığı misali.
Eski İngiliz Beyzadesi görünümlü geniş yaka ceket ve bol paça pantolonlara aykırı uzun yakalı gömleklere tutturulmuş kısa ve kalın kıravatla “Ey Türk Gençliği ve ardından İstiklal Marşıyla” günün anlam ve öneminin tekrarını müteakiben ders yılımız da başlardı.
Sekiz kardeşli bir aile için de yılın en kritik ve krizlerle dolu günüydü aynı zamanda. O iletişim fakiri yıllarda bizi enterese eden en önemli konu da o yıl içinde bir iktidar değişikliği olup olmadığıydı. Ya olursa çoğu ders kitaplarının değişmesi anlamına geliyordu. Ne Reşat Otmanın Fiziği ne Emin Oktayın Tarih Kitabı işe yarardı o zaman. Elde kalan Faik Sabri Duran’ın Büyük Atlas’ı dışında tüm kitaplar değişiverirdi. Matematik bile değişirdi siyasetle ne alakası varsa. Bir süre kaçak güreşip Öğretmenlerin kitap istemeden not yazdıracağı beklentisine girsekte her kitap birer birer alınırdı borç dert. Bu işin kırtasiye yönüydü elbet.
İlçeden daha ev tutulacak. Kiminle ev tutacağın belli değil. O yaşta kimin nesiyle aynı odayı 8-9 ay paylaşacaksın hepsi muamma. İlk gün köyden gider ve geç kalırdık daima. Çünkü minibüs ne zaman dolarsa hareket de o zamandı. Ders zili kimin umurunda. Tabi sıra kapma,önden yer, kiminle oturacağın hepsi karavana demekti. Kimsesizler mezarlığı misali.
Eski İngiliz Beyzadesi görünümlü geniş yaka ceket ve bol paça pantolonlara aykırı uzun yakalı gömleklere tutturulmuş kısa ve kalın kıravatla “Ey Türk Gençliği ve ardından İstiklal Marşıyla” günün anlam ve öneminin tekrarını müteakiben ders yılımız da başlardı.
Yorumlar
Yorum Gönder