Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Almancı Valizi

Resim
O Gün Hiç Bitmese ya Gurbet giden için değil de kalan için çekilesi zor olandır der okumuş zevat. Gurbet kalanı da göçeni de içine alan bir girdabın adı olsa gerek . Ve ayrılık anadan yardan arkadaştan derken Üstad Sakarya Türküsünde Almancılığa oldukça uzaktır zaten. Giden "Almancı Valizi" değil elbette kastım. Almancı valizi gurbetin satır aralarıdır bir bakışta. Vatandan ayrılalı beri Zimmer 1334 nolu "hayım"ın köşesine terk edilen bir kalabalıkta değil. Gün be gün ilmek ilmek dokunurcasına her gün gözden geçirilen . Allahın her günü içine yeni bir eşya malzeme yerleştirilen bir hayat bilgisi kitabı bir hatıra defteridir.  Bu kızıma.  Bu en küçüğe.  Mehmet liseye başlıyacak bu en çok ona yarar.  Direk sözle dile getirilmese de bu hanıma elbet.  Evin genç kızı bunu hemen fark eder zati  hayalleriyle bir bir istiflenir valiz tam koca bir yıl. Ta ki 7. ay gelen de. Almancı Mevsimi başlayıp hasrete kavuşulacak güne kadar.  Komşular,akrabalar,askerlik ar...

Esiroğlu

Resim
  Ve ayrılık. Anadan. Yardan. Arkadaştan... Aslında gurbet; ayrılan için değil de geride kalanlara verilen ad olsa gerek.  Okuma yazmayı  askerde 20 li yaşlarda öğrenip 7 çocuk ve  bir hamile kadını geride bırakarak   dilini bile bilmediği bir memlekete umut dolu bir mecburiyetle gitmek zor bir tercih olmalı.  Resmi olan bir pasaportunuz dışında yapılan her usul gayrı resmi. Günümüz diliyle bir insan kaçakçısı organizasyonu ile. Neyiniz var neyiniz yok toparlayıp nakit olarak teslim edip tek garantiniz bir bilinmeze güvenmek olan kıtalar arası yolculuğun adıdır. Almancılık.  Adres yok. İkamet(oturum) yok.  Çalışma izni yok. Kaçak göçek işlerde hiç bir sendikal ve sosyal hakkınızın olmadığı medeni Avrupanın banliyölerinde işçi olmak için yapılan fedakarlıklar, fedakarlıklar. Yan bahçenin havuçları sökülmüş kalan tek tük gözardı edilenleri "başşaklamak" da bize vazife ola ki  kasım ayında 3-5 havuç bulmanın sevincini  tadarken bir hab...

Şemşamer

Resim
       Her dükkanın önünde bir şemşamer çuvalı. İçinde yan yatmış, şeffaflığı tozdan kaybolmuş ince belli bir cam bardak. Yegane ölçü birimi bu bardak. Hemen her esnafın dükanının önünde bulunurdu. Seyyarı da az değildi. Taze kavruk. Çekke. Ama olmassa olmazı şemşamer.       Şemşamer gibi  dönüp durma ihtarı önemli bir itham deyimiydi. Hala da yok değil. Şemşamer sapı gibi kuruyup kalmışın derlerdi biraz zayıf ergenlere.      Yıllar sonra üniversite için geldiğim  şehirde bulamadım bu lezzeti. 4. sınıfta şunlar ne ola ki diye merak edip tattığım muz yığınları almıştı bizim taze kavruğun yerini. Oysa  yıllarca  ceketin sağ cebini şemşamer için hep boş tutardık. Yanımızdakine ikram için teklif bile edilmezdi. Daldırır cebe avucunuzu cömertçe. Eline vurarak açtırır boşaltırdınız şemşameri. Çitliyerek gezmek ortak hobimizdi. Yatsıleyin cami çıkışı  en az 3-4 kardeş çaprazdaki dükkana gider  eve varasıya bir...